İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi, İstanbul Tasarım Bienali Akademi Programı kapsamında, 12 Ekim-12 Aralık 2012 tarihleri arasında “İlahi Kusurluluk” başlıklı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı.
Üniversitenin Florya Yerleşkesi’nde (D Blok) bulunan ve 12 Ekim 2012 Cuma günü saat 14.00’de açılan sergide 38 siyah beyaz fotoğraftan oluşan engelli portreleri sergilendi.
İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi fotoğrafçıları, İstanbul Tasarım Bienali Akademi Programı ana teması olan “Kusurluluk”u farklı bakış açısıyla ele aldılar. Fotoğrafçılar, “ucube fotoğrafçısı” Diane Arbus’un fotoğraf dünyasından yola çıkarak içimizde yaşayan ve “normal insan” kategorisinde olmayan insanların fotoğraflarını “İlahi Kusurluluk” başlığı altında sergilediler.
Sergileriyle hayatımızdaki ötekilerin varlığını, iletişim eğitimiyle ilgili tüm öğretim elemanlarına ve iletişim öğrencilerine üniversite boyutunda hatırlatmayı amaçlayan fotoğrafçılar, “İlahi Kusurluluk” başlıklı sergilerini şöyle anlatıyorlar:
“Esasında Bienal, sanayideki kusurluluğa ilişkindi. İKSV’ye ‘insan ve kusurluluk’ temasını işleyebileceğimizi önerdik, kabul edildi. Engellilerin eğitim gördüğü Neksav Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki engellilerin fotoğraflarını çektik. Fotoğraflarımız, dokunaklı ve belki acınacak halde olan insanları gösteriyor ama biz fotoğrafları çekerken onlara karşı bir merhamet duygusu içinde değildik.
“ Amacımız toplumda böyle insanların da yaşadığını göstermekti. Projenin bir amacı da bize eğitim veren öğretim elemanlarına toplumda böyle insanların da yaşadığını göstermekti. Bu nedenle çektiğimiz fotoğrafları okulda hocalarımızın odalarına koyduk. Açılış günü engelliler okulunda eğitim görenler aileleriyle birlikte gelecekler ve fotoğraflarının sergilendiği odada hocalarımızla tanışacaklar.”
*Diane Arbus (1923-1971)
Asıl adı Diane Nemerov olan belki de 20.yy’nin adından en çok söz ettiren kadın fotoğrafçısı. Arbus’u üne kavuşturan, toplumsal hayatın uç noktalarında yaşayan (ya da en azından öyle görünen) insanları portrelemesidir. Arbus’un portre tarzı, öncelikle August Sander’in Alman halkı üzerine yüzyılın ilk yarısında yaptığı çalışma, Çiftçi Güvenliği Örgütü (FSA) fotoğrafçılarının 1930’larda Amerikan taşrasında gerçekleştirdikleri çalışmalardan ve 1950’li yıllarda gelişen orta sınıf Amerikan hayatını fotoğraflayan Robert Frank gibi fotoğrafçılarla paralellik göstermektedir. Arbus’u adı geçen örneklerden ayıran onun yöneldiği toplumsal durumların gösterdiği çeşitliliktir. Özellikle akıl hastaları, down sendromlu hastalarla yaptığı çalışma, cüceler, devler, travestiler, fahişeler gibi marjinal kesimlere yönelmesi onu seleflerinden ve çağdaşlarından farklılaştırmıştır.