Murad Sezer “Yeni nesil fotoğrafçılar sabırsızlar, çok çabuk kariyer sahibi olmak istiyorlar”

Murad Sezer “Yeni nesil fotoğrafçılar sabırsızlar, çok çabuk kariyer sahibi olmak istiyorlar”Savaş alanlarında yıllarca foto muhabirliği yapan Murad Sezer, ABD’li deniz piyadeleri Felluce’de direnişçi ateşinde ölen arkadaşları için dua ederken çektiği fotoğraflarla Pulitzer Ödülü’ne layık görülmüştür. Sezer, Reuters Haber Ajansı’nda Türkiye fotoğraf editörü olarak görev yapmaktadır. Yeni neslin çok sabırsız olduğunu belirten Sezer, fotoğrafçılıkta sabrın ve disiplinin çok önemli olduğunu da vurguluyor.  

GÖZ: Basın fotoğrafçılığında yaratıcılık var mı?

Murad Sezer: Tabii ki vardır. Fotoğrafın özünde yaratıcılık vardır. Fotoğraf demek zaten yaratıcılık demektir. En basit bir haberde bile farklı bir açı, bakış aramak, bulmak bile yaratıcılığın kanıtıdır. Bir basın toplantısını bile çok farklı açılardan fotoğraflayabilirsiniz. Farklı lens kullanmadan sabit bir nesneyi bile en az 5 farklı açıdan fotoğraflayabilirsiniz. Konu hareketliyse yaratıcılıkta sınır tanımayabilirsiniz.

GÖZ: Türkiye’deki fotoğrafçılar dünyayı tanıyorlar mı?

Murad Sezer: Bu soru bana yıllardır soruluyor. 1-2 yıl öncesine kadar yanıtım hep olumsuzdu. Artık durum değişti. Genç fotoğrafçı-foto muhabirlerimiz Türkiye dışını, uluslararası yayınları ve gelişmeleri çok iyi izliyorlar. Artık uluslararası yayınlarda ve yarışmalarda Türkiyeli isimleri daha çok görebiliyoruz.

GÖZ: Yeni nesil fotoğrafçılarda gördüğünüz eksiklikler nelerdir? Savaş muhabiri olmak isteyen gençlere neler söylemek istersiniz?

Murad Sezer: Sabırsızlar. Çok çabuk kariyer sahibi olmak istiyorlar. Bazısı sadece okuyor bazısı ise körü körüne sadece fotoğraf çekiyor. Sadece okumak, fotoğraf tarihini ya da teorisini bilmek yeterli değil maalesef. Bol bol da fotoğraf çekmek gerekiyor. Özellikle de uzun soluklu projeler, dosyalar üretmek gerekiyor. Bunun için sabır ve disiplin gerekiyor ama bu özellikler çoğu genç, hatta deneyimli arkadaşta yok. Bu arada geçmiş yıllara oranla yabancı dil bilen fotoğrafçı sayısı artıyor olsa da yeterli değil. Bazılarında erken bir özgüven patlaması görüyorum. Her yıl 1-2 genç fotoğrafçı bana gelip, savaş muhabiri olmak için gönüllü olduklarını, çatışma-savaş bölgelerine gitmek için hazır olduklarını söylüyorlar. Hiçbir gazetecilik ve hayat deneyimi olmayan bu genç insanların bu aceleciliği beni şaşırtıyor. Hayatında 1 Mayıs gibi bir olayda bile fotoğraf çekmemişken savaşa gitmeye kendini hazır hissetmek nasıl bir halidir anlamakta zorlanıyorum. Tabii ki bu eleştiri hayatı ve mesleği öğrenmek için deneyimin şart olduğuna inanmayanlara. Bu arada iyi şeyler de oluyor. Genç arkadaşlar bizim kuşağa oranla daha iyi eğitimliler, birçoğu yabancı dil biliyor, dünyadaki gelişmeleri çok iyi izliyorlar en önemlisi fotoğraf hakkında okuyorlar.

GÖZ: Fotoğraf güç kaybediyor mu, neden?

Murad Sezer: Kaybetmiyor, kaybetmeyecek de. Tam tersi güç kazanıyor. İnternet ve dijital fotoğraf sayesinde fotoğraf daha çok kitlelere daha hızlı yayılabiliyor. Sadece kâğıt, basılı yayınlarla sınırlı kalmıyor. TV haber ve programlarında bile zaman zaman fotoğraflar destek amaçlı kullanılıyor.

GÖZ: Henrie Cartier Bresson’un fotoğraf dünyasına kattığı “Dünya’da doğru ve tam ana sahip olmayan bir şey yoktur” tezine katılıyor musunuz?

Murad Sezer: Bu teze katılmamak mümkün değil. Her an, her olay, anı dondurarak yakaladığımız her fotoğraf karesi özeldir. Her an kendine özgü doğru bir ana sahiptir. Foto muhabiri ya da fotoğrafçı da bu doğru anı yakalama çabasındadır ya da bu çaba ile fotoğraf çekmelidir. Bu da fotoğraf çekerken ancak sürekli gözlemlemekle ve izlemekle mümkün olabilir. “Doğru” anı görmek, fark etmek ve en kısa sürede fotoğraf karesi olarak dondurmak. Bunun için çalışırken sabır, dikkat ve doğru kompozisyon ve zamanlama şart.

GÖZ: Reuters muhabirlerinden neler talep ediyor?

Murad Sezer: Öncelikle photoshop kullanımında önemli kısıtlamalar var. Dijital manipülasyon kesinlikle yasak. Kadraj ve tonlamasa sınırlı düzeltmeler dışında dijital teknolojinin marifetlerinden yararlanmak yok. Fotoğraflar kadraj dışında olabildiğince ham/doğal haliyle servis edilmeye çalışılıyor. Bir de kurgu yapmak, kişilere röportaj dışındaki durumlarda poz verdirmek yasak.

GÖZ: Türkiye’de basın fotoğrafın hakkını veriyor mu?

Murad Sezer: Kesinlikle hayır. Bunun en önemli kanıtı, sadece bir gazete dışında Türkiye’deki hiçbir gazetede gerçek anlamda fotoğraf editörünün olmaması. Gazetelerdeki 1. sayfa fotoğrafları, fotoğraf kalitesine ve habere göre değil, politik ve sansasyonel kaygılarla seçiliyor.

GÖZ: Meslek hayatınızda örnek aldığınız fotoğrafçılar var mı?

Murad Sezer: Tabii ki var. Ancak sizlerin tanıdığı popüler isimler değiller. Belgesel değil haber fotoğrafçıları… Reuters’ten Goran Tomaseviç, Yannis Behrakis. (AP) Associated Press’ten Jerome Delay, David Guttenfelder, Oded Balilty.

Yayına Hazırlayan: Runahi Özay (İAHA)