Şehrin Derin Hafızası: İstanbul Kitaplığı

0
1109

İstanbul hakkında, yabancı ve Türk araştırmacılar tarafından yazılmış birçok dilde kitapların, nadir eserlerin, gravürlerin kartpostalların, haritaların ve fotoğrafların bulunduğu İstanbul Kitaplığı, şehrin binlerce yıllık hafızasını Soğukçeşme Sokağı’nda saklıyor.

Topkapı Sarayı’na komşu olan Soğukçeşme Sokağı, tarihî yapılarıyla ve Arnavut kaldırımlarıyla eski İstanbul’un izlerini günümüze taşıyor. İstanbul Kitaplığı’da bu önemli yapılardan biri. Nadir eserlerle dolu İstanbul Kitaplığı’nın kapısından girer girmez, tarihî mekânın ilham veren atmosferiyle karşılaşıyorsunuz. Kitaplığın dekorasyonunda 19. yüzyıl üslubu göze çarpıyor. Kadife perdeler, konsollar, büyük aynalar ve tablolar göze ilk çarpan detaylar arasında.

Yüksek tavanlı ve sıra sıra raflarla dolu İstanbul Kitaplığı’nın penceresinden Ayasofya’nın güzelliğini seyretmek de mümkün. Kitaplığın tarih kokan havası içinde, Kütüphane Müdürü Neslihan Yalav, Çelik Gülersoy’u ve İstanbul Kitaplığı’nı anlatıyor.

 

Kitaplıkta 11 bin kitap bulunuyor

İstanbul’un birçok sokağı için önemli projelere imza atmış olan, Çelik Gülersoy’un İstanbul âşığı bir insan olduğu hatırlatan Neslihan Yalav, kitaplığın 1990 yılında Çelik Gülersoy Vakfı tarafından 6 bin kitapla kurulduğunu, şu anda ise 1000’e yakın nadir eserle birlikte toplam 11 bin civarında kitabın bulunduğunu anlatıyor.

“Çelik Gülersoy, İstanbul’un tarihî semtlerini ve önemli şahsiyetlerini anlatan fevkalade güzellikte telif kitaplar yazmış, eski yabancı gezginlerin Türkiye ve İstanbul ile ilgili eserlerini Türkçeye çevirmiştir. Yurtdışı seyahatlerinde zamanının büyük bir kısmını sahaf dükkanlarında geçirerek İstanbul’a dair eserleri, tabloları, belgeleri, dokümanları toplamış ve bunlardan bir ‘İstanbul Kitaplığı’ oluşturmuştur,” dedi.

Neslihan Yalav, İstanbul Kitaplığı’nın diğer kütüphanelerden farklı bir yapısı ve özelliği olduğunu söylüyor. “İstanbul Kitaplığı klasik bir kütüphane ortamı değil, sıcacık bir kültür yuvasıdır. İki katlı binanın zemin katı, daha çok dergilere ayrılmıştır. Üst katı ise nadide eserlerin yer aldığı zengin koleksiyon ve okuma katıdır.” diye konuştu.

Kitaplıktaki Eserler

Kitaplıkta nadir eserlerin de bulunduğunu belirten Neslihan Yalav, kitaplar hakkında şu bilgileri verdi: “Kitaplıkta, Roma ve Biza

ns, Osmanlı tarihi, seyahatnameler, hatıralar, güzel sanatlar, biyografi, İstanbul’la ilgili şahsiyetler ve onl

arın diğer eserleri yer alıyor. Şehircilik ve belediye sorunları, kuruluşlar, İstanbul rehberleri ve dergiler de yer alıyor.”

Kitaplığın kapalı raf sistemi ile hizmet verdiğini belirten Yalav, ziyaretçilerin bu şekilde kitaplık kataloğundan kolayca aradıkları eserlere ulaşabileceklerini söylüyor.

Turistlerin Yoğun İlgisi Var

Kitaplığa eskiden daha fazla kişinin geldiğini söyleyen Neslihan Yalav, kitaplığın şu anki ziyaretçi sayısından şikayetçi. “Eskiden daha fazla öğrenci araştırma yapma için geliyordu. Artık çok az kişi geliyor. İstanbul hakkında bilgi edinmek isteyen insanların gelip buradan faydalanması gerekir.” dedi.

Kitaplığa daha çok turistlerin ilgi gösterdiğini belirten Neslihan Yalav, araştırma ve okuma yapmak için gelenlerin de olduğunu söyleyerek “Kitaplığa sıklıkla gelen bir Japon okuyucumuz bir de İspanyol okuyucumuz var. İstanbul’da yaşıyorlar ve kitaplığa okuma yapmak için geliyorlar. İstanbul Cervantes Enstitüsü müdürü Pablo Martín Asuero’da doktora tezi hazırlarken uzun zaman boyunca kitaplığa gelmişti. Kendisiyle hala görüşüyoruz.” diye anlattı.

Kütüphane Taşınmak İsteniyor

Çelik Gülersoy’un vefatının ardından,  İstanbul Kitaplığı’nın boşaltılıp kiraya verilmek istendiğini anlatan Neslihan Yalav, bunun doğru bir karar olmayacağını söylüyor ve yaşadıkları süreci anlatıyor:

“Çelik Gülersoy vakfı Gülersoy’un ölümünden sonra kendisinin belirlediği 3 kişilik mütevelli heyeti ile yönetiliyor. Vakıf yöneticilerinden eşim Deniz Yalav bu duruma karşı gelse de diğer yönetim kurulu üyeleri buradaki kitapların başka bir yere taşınıp, binanın kiralamasını istiyorlar. İstanbul Kitaplığı Çelik Bey’in kurmuş olduğu vakfın işleyen tek organıdır.” diyerek tarihi binanın kiralanmak istenmesini eleştiriyor.

“Kitaplar tarihi yarımadada kalmaya devam etmelidir.”

Kitapların başka yere taşınmasının yanlış olacağını vurgulayarak sözlerine şöyle devam ediyor, “1990 yılından beri varlığımızı sürdürüyoruz. Sadece İstanbul’u ilgilendiren kitapların bulunduğu bir kitaplık olması açısından burası çok önemli bir yer. ‘Kitaplar başka bir binada da olur, ne fark eder ki gelip orda okusunlar’ düşüncesi çok yanlış, burası bir kültür mirasıdır. Kitaplar tarihi yarımadada kalmaya devam etmelidir.” diyor.

Neslihan Yalav, Vakıflar Kurulu’nun kitaplığı kültür mirası olarak korumaya almasıyla bu sorunun şimdilik son bulmuş göründüğünü ancak sürecin devam ettiğini söylüyor. Çözüm önerisi olarak ise, “Bu durumda en kesin çözüm, tarihî binanın sadece kütüphane olarak kullanılması gerektiğine dair bina tapusuna bir şerh konması olur.” diyor. Eğer böyle olursa, binanın satılması ya da kiralanması durumunda yine kütüphane olarak kullanılmaya devam edebileceğini ifade ediyor.

Ayasofya ile ilgili kitapları karıştırıp, derinliklerinde kaybolduğunuzda, kafanızı bir an kaldırıp karşınızda Ayasofya’yı görebileceğiniz, birkaç adım ötede Topkapı Sarayı, Aya İrini, Sultanahmet Camii ve Yerebatan Sarnıcı’nın olduğunu bildiğiniz İstanbul Kitaplığı, Soğukçeşme Sokağı’nın başında büyük bir bilgelikle ziyaretçilerini karşılamaya devam ediyor.

 

Haber-Fotoğraf: Elif Bayram (İAHA)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here