ÜÇÜNCÜ İLETİŞİM VE TEKNOLOJİ KONGRESİ BAŞLADI

0
1507

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası İletişim ve Teknoloji Kongresi İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ev sahipliğinde başladı. Çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek kongrenin bu yıl teması “COVID-19 Çağında İletişim Ekolojisi” Pandemi sürecinde teknoloji, toplumun dönüşümü, dijital katılım ve çevrimiçi eğitim gibi konuların tartışılacağı kongre, 12-13-14 Nisan 2021 tarihlerinde üç gün sürecek.

İletişim ve Teknoloji Kongresi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Yengin’in yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Yaptığı konuşmada Prof. Dr. Yengin, iletişim ortamlarının hızlı ve öngörülemeyecek bir biçimde dönüştüğüne vurgu yaparak; “Uygarlık tarihi boyunca insanoğlu iletişim gereksinimlerini karşılamak için gördüklerini dönemin teknolojisini kullanarak mağara duvarlarına çizdiği resimlerle gidermiştir. Zamanla bireylerarası iletişim sözle geliştikçe toplumsal yaşam anlayışı da bu doğrultuda gelişmiş, benimsenmiş ve dönüşmüştür. Baldini Masimo, İletişim Tarihi adlı (hepimizin başucu) kitabında iletişim ortamlarının bu değişim ve dönüşümü üç temel devrimle özetlemektedir. Baldini’ye göre bunlardan ilki M. Ö. 4. yüzyılda yazının Sümerliler tarafından bulunmasıdır. Böylece sözle gelişen iletişim kültürü yerini yazılı kültüre bırakmıştır. İkinci devrim 15. yüzyılda matbaanın bulunuşu ve yaygınlaşmasıdır. Üçüncü devrim ise 19. yüzyılda Samuel Morse’un elektrikli telgrafı buluşuyla ortaya çıkmıştır. İşte telgrafla başlayan bu elektronik iletişim ortamı, iletişim teknolojilerinin hızlı ve baş döndüren gelişimini beraberinde getirecektir,” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Deniz Yengin konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Değerli araştırmacılar, bugün iletişim sürecinin demirbaşı olarak vurgulanan ileti, iletişim ortamlarının hızlı ve öngörülemeyecek bir biçimde dönüşümüyle biçim değiştirmektedir. Günümüzde “yeni iletişim ortamı” olarak adlandırdığımız bu ortam ve uygulamaları zaman ve mekân ilişkisinin sınırlandırıcı yapılanmasını, sorun yaratan engellerini ortadan kaldırmıştır. Günümüzde hayatımızın artık kaçınılmaz bir parçası haline gelen bu uygulamalar ve beraberinde gelişen teknolojisi artık bize göstermiştir ki, insan ve makine arasındaki sınırı kaldırmaya doğru giden, sanal ve gerçek mekân ve gerçek zamanlar arasında fiziksel geçiş gibi hayal dahi edemeyeceğimiz konuları konuşabilir durumdayız. Aslında bugün 3’üncüsünü İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi organizatörlüğünde ve ev sahipliğinde düzenlediğimiz International Communication and Technology yani 3. Uluslararası İletişim ve Teknoloji Kongresi’ni pandemi koşulları nedeniyle ama tam da adına yakışır bir ortamda, dijital ortamda gerçekleştiriyoruz.”

 Konuşmasında içinde bulunduğumuz pandemi ortamında hayatımızın her alanın da olduğu gibi eğitim ve öğretim alanında ciddi bir sınav içinde olduğumuzu vurgulayan Prof. Dr. Yengin, “İçinde bulunduğumuz bu olağanüstü durum özellikle biz yöneticiler için çok ciddi bir sınavdı. Hepimiz bir anda dijital dünyanın elverdiği koşulları göz önünde bulundurarak hızla çözümler ürettik. Bir anda “dijital dünyanın eğitimcileri” ne dönüşüverdik. Her birimiz dijitalde yeni ortama hızla uyum sağladık. Daha açık konuşmak gerekirse, pandemi bizi bu alanda biraz biçim değiştirmeye zorladı. Biliyorsunuz COVID hastalığı nedeniyle 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildi. Tabi bu pandemiyle birlikte bizler çok kısa bir zaman aralığında hemen derslerimizle ilgili kararlarımızı aldık. Derslerimizin yüzde 85’ini online gerçekleştirebilmek için sistemi hazırladık ve hali hazırda var olan bazı online ders sistemlerimizi güncelledik. Fakültemizde yer alan toplamda 193 teorik uygulamalı dersleri kararlar alarak hızlı bir şekilde online çevrimiçi olarak güncelledik. Tabii bu çok kolay olmadı. Öncelikle hocalarımızı, hangi sistemi kullanacağımız, bu sistemle ilgili nasıl bir uygulama, nasıl kendilerini yetiştirme ve derslerini anlatma pratiği ve yeteneği olmaları gerekti konusunda eğittik. Tabii tüm bunları çok kısa sürede gerçekleştirdik. Kullanmış olduğumuz sistemin nasıl çalıştığını, öğrencinin sisteme nasıl girmesi gerektiği konusunda yaklaşık on günlük bir süreçte hemen kendimizi hazırladık ve güncelledik. Daha sonra 23 Mart tarihinden itibaren uzaktan eğitime üniversite olarak geçmiş bulunduk. Bu tarihten itibaren de yaşayarak öğrendik. Çünkü bizler de bazı problem ve sorunlarla karşılaşacağımızı biliyorduk. İletişim Fakültesi olarak bizlerin önceliği hep şu oldu: iletişim kanallarını etkin bir şekilde nasıl kullanmalıyız. Bu konuyla ilgili kendimize bir plan hazırladık. Çünkü yüz yüze eğitimin olmadığı tamamen online olacağımız bir ortamda öğrencilere nasıl ulaşacağımız çok kıymetliydi,” şeklinde konuştu.  

10 uluslararası katılımcı ve 80 ulusal katılımcı olmak üzere toplam doksan bildiri sunulacak olan oturum boyunca birçok üniversiteden araştırmacılar dinleneceğini aktaran İletişim Fakültesi Dekanı Yengin, etkinliğin iletişim çalışmalarına katkı sağlaması dileklerini sunarak konuşmasını sonlandırdı.

Prof. Dr. İzmirli: “Hayatımız COVID-19’dan önce ve sonra olmak üzere iki döneme ayrıldı”

Kongrenin açılışında konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli ise hayatımızın COVID-19’dan önce ve sonra olmak üzere iki döneme ayrılmış olduğuna vurgu yaptı. Prof. Dr. İzmirli, böylesi durumlarda eğitimde yöneticilerin birincil görevinin öğretime ara vermeksizin nitelikli eğitimi sürdürmek olduğunun altını çizerek, “Eğitimin tarihsel sınırlarını aşan bu noktada biz yöneticilerin birincil görevi ise nitelikli eğitim – öğretimin ara vermeksizin sürmesi için evrensel düzeyde akademik, fiziksel ve sosyal alt yapı şartlarını en iyi şekilde hazırlamaktır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşamın her alanını etkileyen bu zorlu süreçte İstanbul Aydın Üniversitesi, dünya standartlarında sürdürdüğü nitelikli ve kaliteli eğitimlerin yanı sıra; ani gelişen süreçlere çözüm üretme kapasitesi ve adaptasyonu ile adından bir kez daha söz ettirdi. Üniversitemiz, eğitim teknolojilerinde geliştirdiği yöntemlerle uzaktan öğretime hızla uyum sağladı ve COVID-19 sürecinin özellikle eğitim ve öğretim alanında yarattığı tahribattan etkilenmedi. Hiç kuşkusuz bu hızlı adaptasyon sürecinde üniversitemizin alt yapısının payı da göz ardı edilemeyecek düzeyde büyüktür. Ve bugün geldiğimiz noktada İstanbul Aydın Üniversitesi uzaktan öğretime en hızla uyum sağlayan yükseköğretim kurumlarının başında gelmektedir. COVID-19 tedbirleri kapsamında YÖK kararıyla kampüslerde eğitime ara verilmesiyle birlikte, Üniversitemiz Hazırlık, Lisans ve Lisansüstü programlardaki tüm eğitim-öğretim sürecini, online olarak kesintisiz bir şekilde devam ettirdi ve ettirmektedir. Bu süreçte, Üniversitemiz uzaktan öğretimde ülkemiz standartlarının çok üstünde bir performans ortaya koydu. Online gerçekleştirdiğimiz eğitim sürecinde Üniversitemizin başarı hanesine yazılan bir diğer önemli unsur da derslerimizin tamamının hiç zaman kaybetmeden başlamasıydı. Bu noktada kıymetli öğretim elemanlarımızın ve değerli öğrencilerimizin titizlikleri ve online ortama kolay uyum sağlamalarının rolü de büyüktür,” İstanbul Aydın Üniversitesi’nin online eğitime geçiş sürecini anlattı. İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın ise yaptığı konuşmada pandemi bitmesi durumunda da dijitalleşmenin, online eğitimin ve yapay zekanın bundan sonra hayatımızın bir parçası olacağına vurgu yaptı. Doç. Dr. Aydın, pandemiyle birlikte tüm sektörlerin değişeceğinden söz ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hepimizin aklındaki ‘Bundan sonra eğitim nereye gidecek?’ sorusu. Pandemiyle beraber birçok sektör değişti ve değişiyor. Bu değişimin öncülüğünü eğitim sektörünün yapması lazım. Eğitimi değiştirmeden sektörleri değiştiremiyorsun. Endüstrinin gelişmesi, eğitimin değişmesiyle ilerliyor.”

Konuşmasında 3. Uluslararası İletişim ve Teknoloji Konferansı’nın önemine de vurgu yapan Doç. Dr. Aydın, konferansta ele alınacak konulardan fiziksel dünyamızın uzantısı olan dijital dünyayı, sanal dünyayı anlamamıza ve anlamlandırmamıza yarar sağlayacağını umduğunu belirtti.

“COVID-19 Dönemi ve Kişisel Verilerin Dijital Mahremiyeti”

Açılış konuşmalarının ardından, Prof. Dr. Cem Sefa Sütçü, “COVID-19 Dönemi ve Kişisel Verilerin Dijital Mahremiyeti” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Prof. Dr. Sütçü, bu alanda yaptığı çalışmalardan söz ederek, pandemi döneminde WhatsApp, Facebook uygulamaları bilgilere erişimi ve en son Yemeksepeti firmasının müşterilerinin bilgilerinin çalınması insanların endişelerinin arttığı konusuna değindi. Konum takibi yapan uygulamalar hakkında da konuşan Prof. Dr. Sütçü, HES uygulaması araştırması hakkında da bilgiler verdi. Bu alanda yapmış oldukları yapmış oldukları anket çalışmasından bulguları paylaşan Sütçü, gelecekte sosyal yaşamın değişkenliği ne ölçüde etkilenir konusunda şunları söyledi:

“Blok zinciri adında bir kavram var ve dünyayı değiştirecek yeni bir kavram denmesi yanlış olmaz. Bu yeni kavram demokratik bir şekilde günlük, çalışma ve eğitim hayatımızı çok etkileyecek. Bu durum bilgisayarın ve internettin ortaya çıkışı gibi insanlığın gelişiminde önemli kırılma noktaları olacağını düşünüyorum.”

 İletişim bilimini alanında çalışan araştırmacılar için bu teknolojik gelişim konusunda mutlaka araştırma yapmalarını öneren Prof. Dr. Sütçü, yapılan araştırmalarda ulaşılan verileri analiz edip doğru olarak kullanırsak insanlık adına yapılacak güzel bir adım olacağı inancında olduğundan da söz ederek, “Bazı uygulamaların birçok ülkeler tarafından kullanılması yasak ama bu durum Türkiye için geçerli değil. Ülkemizde bilişim hukuku altyapısı net olarak oluşturulmamış. Dolayısıyla bizim yerli ya da yabancı bir uygulama kullanma endişesinden öte etik olarak değerlendirilip değerlendirilmediğini bilmemiz gerekiyor. Kullandığımız uygulamada kişisel verilerimiz etik olarak değerlendirilmiyorsa o uygulamayı kullanmamamız gerekir,” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Haber: Ceren Kâhya- Zehra Nur Öztürk (İAHA) 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here